Psikoterapi

Zaman. Bildiğimiz gibi tek bir doğru üzerinde, sadece ileriye doğru hareket eder. Geri alamayız, durdurup yeniden yaşayamayız. Sürekli ucunu görmediğimiz bir yere doğru akan bir nehire de benzetebilirsiniz bunu. Ona baktığımız her yerde aynı görünmez nehir; kimi zaman yatağı geniştir, çok yavaş akar, kimi zamansa daralır, ne kadar daralırsa o kadar hızlanır. Yaşadığımız hayatın akışı da bu nehrin içinde olmaktan farklı değildir. Pencerenin dışında gördüğünüz her şeyi kendinizle beraber suyun içinde hayal edin. Yatağın genişlediği yerde rahatlayacak, daraldığı yerde sıkışacaksınız. Psikoterapist sizden farklı değildir, o da zamanın ve suyun içindedir. Ancak nehirin içini değil, nehirin içindeki kendinizi görmenizi sağlar. Çünkü göremediğimiz tek yer kendimizizdir.

Terapinin neye benzediğini, “konuşma tedavisi” olarak da tanımlanan bu süreci nasıl anlamamız gerektiğini belki bu şekilde daha kolay anlayabiliriz. Pek çok danışan seans odasında olmayı, bazen dakikalarca konuşmayı, bazen dakikalarca susmayı çok farklı bulabilir. Farklı hissettiren şey ise terapist ile kurulan ilişkinin, dışarıda, nehrin içindeki nesnelerle kurduğumuz ilişkilerle çok benzer olmasıdır. Bazen söylediklerimiz bize geçmişi hatırlatabilir, bazen terapistin söyledikleri hatırlayamadıklarımızı yeniden canlandırabilir. Terapinin bir nehir yatağı gibi ne kadar geniş ve rahat, ne zaman dar ve sancılı hissettireceğini bilemeyebiliriz. Ancak yaşıyor olduğumuz hayatın aksine, terapist her zaman şimdi ve orada olur. Sizin yanı başınızda yürür.

Bright living room with modern inventory
Bright living room with modern inventory